Site Rengi

DOLAR
EURO
ALTIN
BIST
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Malatya °C

ANADOLU AHİ EVRAN İŞ ADAMLARIN’DAN BASIN AÇIKLAMASI GENEL BAŞKAN MEHMET GÜRBÜZ’ÜN AÇIKLAMASI

ANADOLU AHİ EVRAN İŞ ADAMLARIN’DAN BASIN AÇIKLAMASI GENEL BAŞKAN MEHMET GÜRBÜZ’ÜN AÇIKLAMASI
12.02.2019
148
A+
A-

Tarihsel ve arkeolojik belgelerin şahitliginde ögreniyoruz ki,degişik isimlerle de ifade edilse dahi,tanrı inacına sahip olmayan bir toplum,hiç bir zaman var olmamıştır.Hatta daha önemlisi,bu tanrı inancı çogu zaman”Tek Tanrı”inancı biçimin’de dir bu dururm putperest olan toplumlar içinde aynen geçlerli dir.Çünki putperest toplumlardaki putlarla ilgili inançların mahiyetleri araştırıldıgın da putların,tek olan tanrıya ulaşmada aracı olan unsurlar kabul ettikleri,yoksa putların tanrı (Tanrının kendisi,aslı)kabul edilmedigi görülmektedir.
Tanrının işlerinde O’nun’la ”Ortak”mevkiinde kendini gösteren kişiler,şüphesiz ki kendilerine diger insanlardan farklı özellikler olduguna inandırmış olmalılar toplumları;öncelikle de etrafında’kinle’ri.Kendilerin’de ”farklı güçler”,”İnsan Üstü Özellikler”O’lagan üstü” nitelikler olduguna inanılan insanlar,toplumun daha çok ”idarecileri”,ve ”din adamları”kesimi olur.Çünki görünür gücü yetkiyi elinde buunduran bunlardır.Dolayısyla başkalarını kendilerine inandırma kabul ettirme,boyun egdirme imkanları vardır.üstekinlerin boyun egdirme imkanları her an toplumun tepesin’de dir.Dolayısıy’la yüceltilme zemini hazırdır.
Tanrıya yaklaşılmanın en büyük nesnesi ise ”Din”ve onun yaşama kuralarını içinde barındıran ”Şeriat” ile biçimlendirilmiştir. İnsanlıgın ilk yaşam algıları ihtiyaçları belirgenliştikten sonra yaratılış gayaesindeki arınma ve temizlenme kulluk vazifesini yerine getirme dilek ve ihtiyaçlarını temenni edecek bir tapınma olgundan yola çıkarak ilkel kabilelerde bile yaşam duygusu ”Tanrı”iç güdüsü kutsalını araması ile başlamıştır bazan hoş olan bir agaç veya o agaç ın gövdesine yaptıgı bir resim şekil verilen taş,süt veren bir inek gibi arayışlarını hiç bir zaman vazgeçirmemiştir.İnsan oglu bunu fırsat bilen bazı uyanık kabile reisleri,kilise papazları ülke idarecileri hep toplumları ”Tanrı”iç güdüsüyle yönetmeye kalkmışlardır dinler icat ettirmişler dinleri kendi lehlerine kullandırmışlardır,etraflarındaki sahte havarilerlen şeyh uçmaz uçurur mantıgı ile yürütmüşlerdir toplumu,
Yer küre oluştugundan bugüne kadar toplumların idarecileri olan kabile reisleri,kralların ve keşişlerin çıkardıkları sahte din’le rin bir tozlu satırlarına bakarsak eger,
Mezopotomyada yaşamış sümer dinlerinde ”İlahlar insan şeklinde”tasavvur ediliyorlardı.Şehir devletinin başında rahip kral bulunurdu.Dünyevi ve uhrevi hakim sayılırlardı,eger bir ülkeyi bir kral yönetiyor ise ve kendilerini tek dini otorite olarak kabul ettirmedikleri zaman,ilk uzlaşacakları sınıf yine din adamları sınıfıydı
.Asur ve babillerde de durum farklı degildir.Devletin başında tanrını yeryüzündeki vekili ve oglu sayılan ve tebaa ile semavi varlıklar arasında bir aracı olan kral bulunuyordu,kral tanrının yeryüzündeki gölgesi idi.
Asur banibalın kütüphanesinde bulunan kil tabletlerin birinde ”Tanrıdan Kork Kralı say!”denilmekte’dir.
Eski Yunan Tarihinin her devresinde bütün insanlar temelden tek yanrı inancına sahip olmuşlardır,ancak ”İnsan Kutsala daima şekil vermiştir”ifadesinin dile getirdigi gibi bu tek tanrıyı ifade eden”Yüce Varlık”hep aracılarla somutlaştırılıp şahıslaştırılmış tır.bu yüzden hep bu yüce varlık,bazılarına göre gök baba,taoprak ana,tabiat ana olarak kendini somutlaştırırken,bazılarına göre şimşek yada gök gürlemesi biçiminde varlıgını hissettirir.Özellikle kadim yunan toplumunda görüldügü gibi o’nu insanlaştırmışlardır (Antropomorfizim).Bu inanç tanrı olmaya en layık varlık ve yüce varlıkla irtibat kura bilecek ona en yakın olan varlıgın mevcudiyetine inanılmış olmasıdır.Yunan insanının düşüncesindeki tanrı,yarattıkları ile ilgilnemiyen bir tanrı dır insanlarla ilgilenmek gibi basit işleri ,Yunan inanışlarında kral’lara devrettigi anlaşılıyor,Tanrı teselyadaki 3000 mt yüksekliginde ekseriyetle bulutlar kaplı ola olimpus dagının tepesinde oturdukları tasavvur edilir…Devlet işlerinikoloni kurmalar ve günlük işlerle ilgili hususlarda tavsiye için Apollon mabedine gidilirdi,Harp,salgın hastalıklar veya kötü mahsul durumlarında tanrının öfkesini bertaraf için gerekli kefareler orada tespit edilirdi.
Yeryüzündeki kralların soyu Zeus un soyundan geldigine,Zeus’un onları kral seçtigine inanırladı.Krallar,Zeus temsilcileri olarak tayin leri idare etmekle yükümlü idiler.
Hintte’ki tanrılarda aracı varlıklar’dır ”Hint inanışına göre 3333 adet tanrı varlıgına inanış vardı” ama bunlar aracı varlıklardır ve temel’de tek tanrı vardır.O tek Tanrı’da Veda Tanrı’sı:Dyaus gökle simgeleşmiştir ve yarattıkları ile lgilenmiyecek kadar yücedir(!)bu nedenle yarattıkları ile ilgilenecek olanlar diger aracı tanrılardır.Hint dinlerine yönelik araştırmasında sosyal tabakanın puta tapıcılıgında ortak egilim taşımalarına karşılık her sosyal tabakanın putu diger tabakaların’da ‘kin den farklıdır üst tabakların çıkarları putların yüceligi nedeniyle alt tabakalar arası sefaleti acizligi nedeniyle meşrulaştırlımıştır.Ve put degiştirmek tabakalar arasında geçişin imkansızlıgı nedeniyle yasaktır.
Çin denince akla Konfiçyus ögretisi akla gele bilir”Konfiçyusa” göre iyilik ve kendine hakim olmak bütün insanlıgı bir birine baglaya bilir.Devletin görevi ise halka bu yönde yardımcı olmakve halkı yetiştirmektir”Konfüçyus böyle bir görev yüklüyor devlete:Devlet ise onun ölümünden sonra,ögretisini devlet dini haline getirerek iktidarına dayanak yapıyor.Konfüçyus hayatında ve ölümünün ilk devresinde pek hürmet görmedi.Ne zaman ki çin hükümdarı o’nun ahlak görüşünü devlet dini yaptı ve kendisini ilahlaştı’rdı o zaman konfüç’yü sa tazim başladı .VII.yüzyılda kendisine ”üstadı Kebir” ünvanı verilerek şerefine mabed yapılması emredildi XI.yüzyılda ise ”Prenslik ve Evliyalık”ünvanı verildi ”Kofüçyanizim” devlet doktirinine yükseltildi.Pek çok idarenin oldugu gibi:Çininde dine ihtiyaç vardı,kitleleri uyuşturmak için;o zaman krallar saraylarında rahat ederlerdi.Çin imparatorunun halk la bir ilişkisi dahi yoktur.Sarayın bulundugu şehir dahi yasak bölgedir. XX.Asrın ikinci yarısında yasak olamaktan çıkmıştır.Demek kominizm ilginç bir fonksiyon görmüştür.
Japonyada Mikadonun kutsallaştırılması bununla ilgilidir.Mikadonun yemek tabakları elbiseleri kendisinden başka hiç bir kimse tarafından kullanılamazdı.
Bu tasavvur ilkel kabile reisleri içinde geçlerli dir.Kabile reislerinin kimse eşyalarını kullanamaz ;sebebi mevcut olduguna inanılan tabiat üstü kuvvettir.
Bu kuvvet havaya dahi tesir ede bilir…Normal insanlar için çok kuvvetli şiddetli olan bu güç kimseyi çarpıp öldüre bilir ”Şİntoizim”reform hareketi budizm in geriletmesi,Şintoizm in devlet dini oması planlandı bununla milli hisler ve imparatorun otoritesi kuvvetlen’dirilmek istenmektedir.İmparator tanrının oglu oldugu iddasını burada da göre biliriz
İslam ülkelerinde de islamdan önce hiçte farklı degildir.Araplar ın da farklı durumda olmadıgını görüyoruz,kral tanrının yeryüzündeki vekili olarak bulunuyor ve onun adına idare ediyor.pek çok vesikalar eski devletin teokratik bir devlet ve imparatorluk tanrısının da ülkenin tek hakimi oldugunu,hükümdarın tanrının yer yüzündeki vekili sayıldıgını gösterir
.İran ülkesinin eski güçlü şairlerinden.’Firdevs”in”Şahname”sinde başta ”Zaloglu Rüstem”olmak üzere bir çok kahraman hakanların dünyaya gelişleri buna benzer mitolojilerle anlattıkları;kendilerine insan üstü nitelikler verilmektedir.
Asyanın diger medeniyetlerinde ”Budha”,”Kofüçyus”gibi yarı filozof ve yarı tanrı olarak kendilerine inanılan ve bugüne kadar felsefi doktrinleri milyonlrca insan tarafından benimsenen büyük moralistler aynı tanrısal mitolojiler ve inananlarla dünya gelmişlr ve benimsemişlerdir.
Eski mısır da durum biraz daha katı.Her şey bir tanrı olarak kendini kabul ettirmiş olan Firavunun kendisinindir.Toprak onundur insanlarda.Düzenli bir ordu ve bunun yanıda polis birlikleri merkezi otoriteyi elinde bulunduran Firavun tanrılaşır;ülke bütünüyle onun mülkü haline gelir.
Firavun toprakların işletilmesini memurlarına ve yerel soylulara bırakır.İşleyenler ise kölelerdir.Tanrının bizzat kendisi oldugunu izah eden fravun aynı zamanda baş komutan,baş rahip,ve baş yargıçtır.Piramitler onun sembolü,sarayda görkemli alanın uygulama alanıdır.
”Tanrı Kralın emirleri halka memurları aracılıgı ile ulaşır”,”Mısır’da Kralın oglu veya ilah adde’dildigi için,aynı zamanda en büyük dini reistir”ilk devirler de kral tamamıyla ilah mevkiindedir.Onun içindir ki kral a verilen lakab ”Horüstür”
Kral bu vasıflarıyla bütün insanların üstünde bir varlıktır
.Dini ve siyasi ototriteyi nefsinde toplayan hükümdar,bütün idare mekanizmasının başıdır.Memleket ve halk işleriyle bizzat meşgul olur.Adaleti tevzi edende kendisidir.Mısırda nasıl bir tek kral varsa bir tek ölü vardır;oda kraldır
evet degerli dava arkadaşlarım bugün de bu anlayışlar ,ilk anda ters gibi görünüyor olmasına ragmen,modern toplumlar içinde ölü liderlerden bu dünyadaki hayatları için medet umanların bulunmadıgını söylemek mümkün degildir pek toplumlar aslında ”Yaratıcı”,”Halk” edici bir Allah a inanıyorlar ama bir vasıta olarak yardımcı olarak dünyada”Şefaatçilik”makamını da Yaratıcının vekili olarak başkasını tanıyorlardı.”Onlar Mutlak yaratıcının oldugunu kabul etmekte zorlanmıyorlardı.Çünki biliyorlardı kendileri ne yaparsa yapsınlar hiç bir şey yaratamazlar.Allah’ın İlah,Rab ve Melik oldugunada hem fikirdiler ancak O’nun gibi mutlak yücelige sahip olan bir varlıgın insan ve insanı ilgilendirir aşagı basit konularla ilgilenmiyecegine inanıyorlardı.buna baglı olarak Allahın genel olarak kainatın ilahı,Rab’bı,Meliki oldugunu ve insanların İlahının,Rabbının,Melikinin ise yine insanın kendisinin olduguna inanıyorlardı .Zanlarınca insan elbetteki insanların da hepsi degil sadece ileri gelenleri insanın ilgilendiren konuların ilahı.Rabbı ve Meliki olma sıfatlarına mutlak anlamda bu sıfatlara sahip olan Allah a vekaleten sahiptir.
Bugün ki pek çok idare aynı anlayışta degilmi?”Tanrı kainatın Tanrısı ama toplumun yönetiminde hüküm bizim diyorlar”
Buradan sözlerimin son cümlerleri ise şu olacaktır ki islamla müşerref olan biz”Türk toplum u oarak tek bir hedefimiz vardır ”İlayı kelimetullahı dünyaya hakim kılmaktır
”Son osmanlı impartorlugunun kurucusu olan atam osman be, oglu orhan gazi ye nasihatı ile anlıyoruz ki dünyanın ve kainatın mutlak hakiminin Allah cc oldugunu ruhuna ve bedenine nakşetmiş bir anlayışın sözü ile son veriyorum”
”Bizim meslegimiz Allah yolu ve maksadımız.Allah’n dinini yaymaktır.Yoksa kuru bir cihangirlik davası degildir.
Mehmet

Mehmet Gürbüz/Genel Başkan
Anadolu Ahi Evran İş Adamları

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.